20 BİN EK ÖĞRETMEN ATAMA MÜJDESİ

20 Şubat 2020 15:13

Anadolu Ajansı Editör Masası'na konuk olan Millî Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, ek atama için Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak'a teşekkür ederek şunları kaydetti:  "Bu dönem inşallah 20 bin ek atama daha gelecek, yani 20 bini ilan etmiştik, bir 20 bin daha gelecek. Bunların zaten belli dönemleri var. Süreç başlatılacak ve uygun dönemde, bu yıl içinde tekrar bir 20 bin daha atama olacak. Bugün ilk cemre düştü ve biz de bir müjde vermiş olalım."
 
Bakan Selçuk ek atamanın ne zaman yapılacağına ilişkin soruya, "Burada bir şubat dönemi vardır, bir de daha sonraki, okullar açılmadan önce yeni bir sezon vardır. Bunu öğretmen adayları çok iyi bilirler. Bu, çok uzun zamandır beklenen bir şeydi ve bunu buradan açıklamış olduk." yanıtını verdi.
 
"Yenilenen EBA'da çocuğa özel deneme sınavı yapılabiliyor"
Millî Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, yenilenen Eğitim Bilişim Ağı'nda (EBA)  çocuğa özel deneme sınavı yapılabildiğini belirterek, "Her şey kişiye özel. Dünyada 2-3 ülkede varsa biri Türkiye'de." dedi.
 
Öğretmen ve öğrenciler arasında iletişim kurmak amacıyla oluşturulan EBA'nın, 2023 vizyonu hedefleri doğrultusunda yenilendiği ve 10 Şubat'ta tanıtımının yapıldığı hatırlatılarak, "En önemli değişiklik de 11 ve 12'inci sınıflar için geliştirilen Akıllı Öneri Sistemi. Yeni EBA ve bu sistemin ayrıntılarını alabilir miyiz sizden?" sorusu üzerine Selçuk, bunun temelinde fırsat adaletinin yattığını söyledi.
 
Türkiye'de köyde ya da şehirde, nerede yaşarsa yaşasın herkesin en iyi içerik ve imkâna ücretsiz kavuşması gerektiğine işaret eden ve sistemin temelinde bu fırsat adaletinin bulunduğunu vurgulayan Selçuk, konunun uzun yıllardır Milli Eğitim şuralarında konuşulduğunu anlattı.
 
Teknoloji vasıtasıyla böyle bir imkanın bugün doğması, zamanın buna imkan vermesi sayesinde bunu yapabildiklerini ifade eden Selçuk, bunun sadece 11-12. sınıflara değil, öğrencilerin tamamına yönelik olduğunu bildirdi.
 
Öğretmenlerle ilgili de bir eğitim platformu oluşturulduğunu dile getiren Selçuk, "Yani öğretmen eğitimi açısından da yeni bir dönem başlıyor. Bunu da çok önemsiyorum. Çünkü öğrenci eğitimi kadar öğretmenlere destek de çok önemli. Akıllı öneri sistemi, özellikle akademik destek dediğimiz kısım çok önemli." değerlendirmesini yaptı.
 
Her öğrencinin kendi seviyesini belirlemesi ve seviyesine göre öneri almasının önemine dikkati çeken Selçuk, şöyle konuştu: "Mesela, ben bir seviye tespit sınavı alıyorum, ilgi testi alıyorum, rehberlikle ilgili bireysel bazı ipuçları alıyorum, sonra sistem bana diyor ki, 'senin ilgin şu alana, seviyen şu durumda, biz sana şu bölümleri önerdik.' Çocuk daha sonra çalışmaya başlıyor ve çalışma temposuna göre o tercihler otomatik değişiyor. Yani yavaş çalışıyorsa düşürülüyor puanlar, sıralama."
 
Sistemde anlık takip yapıldığının altını çizen Selçuk, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bir çocuk diyelim ki bir konuda sorun yaşıyor ve soruyu çözemiyor. Çözemediği sorunun neyle ilgili olduğunu akıllı sistem biliyor ve çocuğun önüne o soruyla ilgili bilmediği konunun hazır açıklamasını getiriyor. Otomatik olarak ekrana geliyor, çocuğun eksik olduğu yer. Çocuğa özel deneme sınavı yapılabiliyor. Yani 'senin ihtiyacın şu konularda. Şu konularda çok iyisin ama şu konularda zayıfsın.' Dolayısıyla genel bir anlatım, genel bir içerik, genel bir sınav yok. Her şey kişiye özel. Çocuğun sevdiği ekran bile Türkiye'nin her yerinden o renkte açılır. Bu kadar kişiselleştirilmiş bir sistem geldi. Bunun arkasında yatan akıllı sistem, yapay zeka, çocukların hangi konuyu, hangi derinlikte, nasıl öğrenmesi gerektiğini bireyselleştiriyor ve çocuğa hedef veriyor. Haftalık, aylık, yıllık hedef veriyor ve çocuğun o hedefi onaylamasını istiyor. Anne, babasına destek oluyor."
 
Öğrencinin diğer öğrenciler arasındaki seviyesini görebilmesi için de ayrı bir destek sistemi bulunduğunu aktaran Selçuk, sistemin her bir konuya ilişkin her bir öğrencinin yeterliliğini saptadığını ve "Şu konuları çalışman lazım", "Basit düzeyde çalışman lazım", "İleri düzeyde çalışman lazım", "Daha çok zaman ayırman lazım", "Daha az zaman ayırman lazım", "Bunu atlayabilirsin, şu konuya geçmen lazım" gibi öneriler geliştirdiğini dile getirdi. Selçuk, "Otomatik olarak bir okulda, bir sınıfta veya bir ortamda herkese her şeyin eşit verildiği bir durum değil. Kişiye özel bir yapı ve bu dünyada 2-3 ülkede varsa bir tanesi Türkiye'de." ifadelerini kullandı.
 
Türkiye'de ders anlatma konusunda çok yetkin öğretmenleri seçtiklerini belirten Selçuk, öğretmenlerden bütün derslerin video kütüphanesini oluşturmalarını istediklerini, böylece Türkiye'nin her yerindeki her öğrencinin istediği öğretmenden her dersi en iyi şekilde alabileceğini anlattı. Her çocuğa 3 gigabayt hediye ettiklerini aktaran Selçuk, "Bu konularla ilgili seyrederse ücretsiz olarak 3 gigabaytlık bir hakkı, kotası var ve bütün konuları istediği kadar tekrar ederek izleyebilir, çalışabilir." dedi.
 
"Dünyada örneği yok"
Kişiye özel test oluşturulduğunu, böylece zamanın boşa harcanmasının önüne geçildiğini vurgulayan Millî Eğitim Bakanı Selçuk, "Dünyada ulusal düzeyde benim bildiğim yok. Akıllı sistemin uygulandığı lokal bazı çalışmalar bir kaç yerde var ama ulusal düzeyde herkese bunu ücretsiz erişim sağlayarak yapabilmek Türkiye'de." diye konuştu. 
 
Selçuk, her öğrencinin bundan faydalanabileceğini, ikinci dönemden itibaren öğrencilerin sıralarına şifrelerin bulunduğu çıkartmaların yapıştırıldığını aktardı.
 
Deprem yaşanan Elazığ'da üniversiteye ve LGS'ye hazırlanan öğrenciler bulunduğunu hatırlatan Selçuk, "Bunların boş durması söz konusu değil. Özel gruplar, özel mekanlar oluşturup bu sistem üzerinden bu çocukların eğitimini, hem grup olarak sınıfta öğretmen desteğinde hem de bireysel olarak yazılım, video desteğiyle sağlayabiliyoruz ve günlük olarak takip edebiliyoruz." dedi.
 
Sistemde sadece sınava hazırlıkla ilgili öğeler bulunmadığını, on binlerce video, animasyon, çizgi film, ders desteği, öğretmen eğitimleri için ücretsiz sertifikalar da yer aldığını belirten Selçuk, "Öğretmenimiz 'masal anlatıcılığı, robotik, siber güvenlik konusunda sertifika almak istiyorum' diyebilir. Bütün bunlarla ilgili de bir ortam var. Bunlar da öğretmenlerimize ücretsiz ve her veli buna bu şekilde ulaşabilir." ifadelerini kullandı.
 
"Elazığ'da 30 civarında okul binamızda eğitim yapılmamasına karar verildi"
Bakan Selçuk, eğitim alanında da Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ile birlikte küçük çocukların rehabilitasyonu, sosyal, psikolojik desteği ile ilgili de ciddi tedbir alındığını belirterek, "Milli Eğitim Bakanlığı olarak şöyle bir yönümüz de var, okullarımız barınma yeri haline geldi. Yani orada beslenme, gece konaklamakla ilgili tedbirler alındı, ihtiyaçlar oluşturuldu. Okul bahçelerine çadırlar kuruldu." diye konuştu. 
 
Japonya'da da okulların toplanma alanı olduğunu ve Türkiye'de bu kültürün oturduğunu gördüklerini aktaran Selçuk, sözlerini şöyle sürdürdü: "Ekiplerimiz tarafından bütün okullarımız gece yarısından itibaren denetlenmek üzere ziyaret edildi. Hangi okulumuzda ne var ne yok aynı gün sabah bununla ilgili ön notlar ortaya kondu. Netice itibarıyla Elazığ'da 30 civarında okul binamız hasarlı olduğu için o okullarımızda eğitim yapılmamasına karar verdik. Güzel olan taraf şu, hemen bu binaların nasıl, nereye yapılacağı, kimler tarafından ne şekilde yapılacağının da birkaç gün içinde çözümlenmiş olması bizi rahatlattı." 
 
"Pazar günü ekibimizle beraber Elazığ'da olacağım"
Bu noktada yenilenen Eğitim Bilişim Ağı'ndaki (EBA) akademik destek sisteminin lise ve üniversite giriş sınavlarıyla ilgili çocukların ihtiyacı olan çalışma ortamını, desteği, kaynağı sağladığını söyleyen Selçuk, çocuklara rehberlik yapacak öğretmenlerin de ayarlandığını kaydetti. 
 
Bakan Selçuk, sözlerini şöyle sürdürdü: "Biz de oraya gitmek, destek olmak istiyoruz diyen o kadar çok gönüllü öğretmen var ki. Psikolojik danışmanlarımız, branş öğretmenlerimizden binlerce talep geldi. Akademik destek programı da bu çocuklarımıza özel olarak sunuldu. İnternet altyapısı gibi her şey halledildi. Önümüzdeki pazar günü ekibimizle beraber Elazığ'da olacağım. Velilerimizle de görüşme yapacağız. Çocuklarınızla ilgili bu tedbirleri aldık ama başka isteğiniz var mıdır, neler yapabiliriz, ne tür eksiklikler var diyeceğiz. Bunları yerinde tekrar tespit edip, pazartesi günü de okulları açacağız." 
 
"11 bin öğrencimiz bazı okullarla ilişkilendirildi"
Bakan Selçuk, "Toplam 11 bin öğrencimiz bazı okullarla da ilişkilendirildi. Her bir öğrencimiz için de kişisel tedbir alındı. Hiçbir sıkıntı yok demek doğru değil, önemli olan sıkıntıyı çözmemiz. Onları da çözmüş olmanın rahatlığı içindeyiz. Konteyner kentte konaklayacak öğrenci ve ailelerimiz olacak. Onlarla ilgili de tedbirler devam ediyor, orada da biz ortam oluşturuyoruz. Ayrıca 500 gönüllü öğretmenimiz hala çalışmalara devam ediyor." dedi. 
 
Psikososyal destek çalışmalarına ilişkin de Selçuk, "20 bin öğrencimize ve vatandaşımıza ihtiyaç belirttikleri ya da biz ihtiyaç gördüğümüz için psikososyal destek sağladık, sağlamaya da devam ediyoruz." bilgisini paylaştı. 
 
Velilere LGS kontenjanı müjdesi
Millî Eğitim Bakanı Selçuk, LGS kapsamında yapılacak merkezi sınava ilişkin, "Bu yıl 1 milyon 600 binin üzerinde öğrenci sınava katılacak. Sınavla girilecek okulların kapasiteleriyle ilgili bir artış söz konusu olacak mı?" sorusu üzerine, şunları kaydetti: "İkinci bir müjdeyi daha verelim. Vatandaşlarımızın şöyle bir beklentisi var, 'Geçen sene yaklaşık 120 bin civarında öğrenci, sınavla alan okullara yerleştirildi fakat bu sene öğrenci sayısı arttı. Bu 120 bin öğrenci devam ettiğinde öğrencilerin stresi artıyor ve 'biz o 120 binin içine nasıl gireceğiz.' Bu işin müjde tarafı şu, biz 120 bin olarak bakmıyoruz, yüzde 10 civarında olarak bakıyoruz. Yani öğrencinin sınavla alınacak kısmının yüzdelik dilimi önemli. Yani okullarımızda 120 bin kişilik kontenjan var, dolayısıyla yine 120 bin kişi alacağız diye bir bakış açımız yok. Geçen sene yüzde 10 civarında aldıysak, bu sene de bütün öğrencilerimizin yüzde 10'unu alacağız." 
 
"Her türlü tedbir alınıyor"
Bakan Selçuk, merkezi sınava katılacak öğrenciler ve velilere, "Velilerimiz, öğrencilerimiz strese girmesinler. Biz bununla ilgili en az bir senedir çalışıyoruz. Okul okul, mahalle mahalle, ilçe ilçe... Sayın Valilerimizle de beraber her bir ilçe, il müdürümüzle defalarca toplantılar yapıp, sınıf sınıf çalışmalar yapıyoruz. Bu konuyla ilgili her türlü tedbir alınıyor, merak etmesinler." çağrısını yaptı. 
 
Böylelikle velilerde asıl stres oluşturan "Acaba bu yüzde 10 olmazsa yine geçen seneki gibi olursa" faktörünün ortadan kaldırıldığını, kontenjanların oranının yüzde 10 civarında olacağını vurgulayan Bakan Selçuk, LGS kontenjanlarına ilişkin, "Biz çocuklarımızı asla mağdur etmeyiz. Rahat olsunlar onlar için de kontenjan oluşturduk." dedi.
 
"Özel okul açma standartlarını yükseltmek istiyoruz"
Bakanı Selçuk, özel okul açma standartlarını yükseltmek istediklerini belirterek bununla ilgili kanuni düzenleme gerektiren bazı standartlarla ilgili Meclis'teki sürecin devam ettiğini bildirdi. 
 
"Sınavsız girilen okulların eğitim kalitesiyle ilgili şu ana kadar neler yapıldı?" sorusunu yanıtlayan Bakan Selçuk, "Türkiye'de okullar arasındaki imkan ve öğrenme farkını azaltmak bizim 2023 Vizyon Belgemizin ana hedeflerinden bir tanesi." değerlendirmesinde bulundu. "Fırsat adaleti"nin imkanı az olan yerlerdeki çocuklar için olduğunu belirten Selçuk, şöyle devam etti: "Diyelim ki bir tasarım beceri atölyesi yaptık. 6 bin 400 civarında tasarım beceri atölyesi yaptık. Bunun yaklaşık 300 milyon liranın üzerinde maliyeti var. Bu atölyeleri nereye yaptık diye sorarsanız, çevredeki okullara yaptık. Yani imkanı daha az olan okullara yaptık. Niye merkezdekilere yapmıyoruz? Çünkü merkezde bazı imkanlar daha yüksek. O yüzden de o bahsettiğiniz okullara pozitif ayrımcılık yapıyoruz. Bu anlamda da güçlenmesi için öğretmen eğitimlerinde öncelik tanıyoruz. Öğretmen eğitiminde içeriği, okulların fiziksel imkanın zenginleştirilmesini, okulun finansmanını, bu çerçevede hem genel olarak hem de okul bazında iyileştirme devam ediyoruz."
 
"Ne gerekirse yapmanın sözünü de buradan veriyoruz"
"Sosyal medyada 5 ayda 250 kitap okuduğunu söyleyen 10 yaşındaki Atakan Kayalar'ın ailesi sizden destek istedi. Atakan'ın durumuyla ilgili ne söylersiniz?" sorusu üzerine Selçuk, konuya pedagojik açıdan bakmak gerektiğini belirtti. Selçuk, kendi alanının psikolojik danışma ve rehberlik olduğunu ifade ederek şunları söyledi: "Biz bir çocuğun durumunun sosyal medyada bu kadar yer alması ve bir çocuğun üzerinden bu kadar tartışma yapılmasını onaylamayız. Burada herhangi bir çocuğumuzun durumundan ziyade, diğer çocuklar üzerinde oluşan baskıya hiç kimse dikkat etmiyor. Yani bu önemli bir durum ve adı geçen çocuğumuzun da aşırı bir yüklenmeye ve sosyal medyada bir tüketim öznesi olarak yer almasına, beklenti patlamasına ve çocukla ilgili kendi çocukluğu açısında oluşabilecek sıkıntılar vesaire diye düşündüğümüzde bizim tavrımız şu olur, efendim bu doğru mu yanlış mı? Bu doğru ve yanlış değil. Bu sadece ihtiyacın dili üzerinden bakmak. Şimdi biz ne yaptık, duyduğumuz anda itibaren ilgili uzmanlarımızı aileyle görüştürdük, tedbirlerimizi aldık. Rehberlik Araştırma Merkezi uzmanları, Atakan ve ailesiyle pedagojik ve eğitsel süreçle ilgili iletişimde... Bireysel olarak ihtiyacı neyse biz bunu giderebilecek altyapıya sahibiz. Testlere ve hangi alanda hangi uzmanımızın ya da öğretmenimizin ne tür desteğine ihtiyacı var buna baktık. Biz bunu yaparız ama sessizce yaparız. Bunu çıkıp sürekli sosyal medyada ya da medyada dillendirmek, çocuğun kişiliği açısından ve başka çocukların psikolojisi açısından, başka ailelerin beklentisi açısından birtakım olumsuz durumlara yol açabilir. Bu konuyu burada kapatmak istiyorum. Biz gereken her türlü uzmanlığa sahibiz. Üniversitelerimizde uzmanlarımız var, Milli Eğitim Bakanlığımızda uzmanlarımız var. Ne gerekirse yapmanın sözünü de buradan veriyoruz. Kamuoyu bunu daha fazla tartışmasın."
 
"Mağduriyeti önlemiş olduk"
Selçuk, "Özel okullarla ilgili yeni yönetmelik çalışması dün Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Yeni yönetmelikle neler değişti?" sorusuna, şu yanıtı verdi: "Bizim şöyle bir yaklaşımımız var. Hangi konuda karar alacaksak ilgili paydaşlarla aylarca çalışıyoruz. Bu Milli Eğitim Bakanlığının içinde kendi kendimize aldığımız bir karar değil. Özel eğitimle mi ilgili, evet bunu yapıyoruz. Özel öğretimle mi ilgili, bunu yapıyoruz. Ders geçmeyle mi ilgili, öğretmenlerimiz, müfettişlerimiz, okul müdürlerimiz olmadan asla karar almayız. Burada da özel öğretim ile ilgili paydaşların tamamını defalarca davet edip birlikte çalıştık. Velilerimizi, öğretmenlerimizi, okul müdürlerimizi davet ettik. Bununla ilgili özel çalıştaylar yaptık. 'Neye ihtiyacımız var?' dedik. Sistemin akışkan olması, sistemin makul olması, sistemin eğitim boyutunun yükselmesi anlamında onlarca beklenti var. Bunların yüzde 100'e yakınını çözdük. İki üç tanesinden somut örnek vereyim, mesela velilerimiz diyelim ki özel okula ön kayıt yaptırıyor, resmi okulda da kayıt hakkı kazanıyor. Bu özel okula ödedikleri ücretin yüzde 10'unda kesinti ya da iadesi konusunda bir problem vardı. Bununla ilgi velilerden binlerce istek geldi. Biz bu yönetmelikle bunu çözmüş olduk. 'Kurumlardan ayrılan öğrenci veya kursiyerlerin ücret iadeleri ayrılış tarihinden itibaren en geç bir ay içerisinde ödenir' diye bir kaide getirdik. Dolayısıyla bu mağduriyeti önlemiş olduk. Yani hiç gitmediği bir okul, hiç başlamadığı bir ders konusunda birtakım mağduriyetler vardı. Birçok özel öğretim kurumumuz da bu konuda düzenleme olmamasına rağmen olumlu yaklaşım içindeydi."
 
"Okulların en az 500 metrekare bahçesi olmasını istiyoruz"
Okulların fiziki koşullarıyla ilgili birtakım sıkıntıların söz konusu olduğuna dikkati çeken Selçuk, "Özel okul açma standartlarını yükseltmek istiyoruz. Bu standartların bir kısmı kanuni düzenleme gerektiriyor. Bununla ilgili de Meclis'teki süreç devam ediyor. Yüce Meclisimiz bu konuyla ilgili gereken çalışmalara karar verecek." değerlendirmesinde bulundu. 
 
Özel okullarla ilgili mağduriyet yaşanmamasını, velilerin sıkıntıya girmemesini, bazı finansal sorunların eğitimsel sorunlara yol açmamasını, eğitimden kazanılan finansmanın başka alanlarda kullanılmamasını istediklerini aktaran Selçuk, bu konulardaki taleplerini taslak olarak ortaya koyduklarını dile getirdi. Bakan Selçuk, şöyle konuştu: "Bu yasal kısmı. Şimdi konuştuğumuz yönetmelik kısmı. Yönetmenlikte de bizim düzenleyebileceğiniz hususlarla ilgili ve mesela en az 500 metrekare bahçe olmasını istiyoruz. Yani hiç bahçesiz bir okul olmaz. Çocuklar bir ana caddenin üstünde üç metre sonra ana yolun olduğu bir yerde okumamalı. Standartları yükseltmek istiyoruz."
 
Coğrafi Bilgi Sistemine de (CBS) değinen Selçuk, "Türkiye eğer bir okula yatırım yapacaksa, yeni bir inşaat yapacaksa, bu gösteriyor. Diyor ki 'Buraya yapman lazım, 1 liran varsa buraya yatır.' Bununla ilgili her bir okulun imar durumu, okul bahçesi, duvarı, sınıfı, laboratuvarı hepsi burada ve biz özel okul açmak isteyen kişilerin de başvuru evraklarına bununla ilgili verileri eklemesini istiyoruz ki standartları herkese açık hale gelsin. 'Birisi bir yerde bir okul açsın da onun standardı değişik olsun, öbürünün standardı değişik olsun.' değil. Her şey CBS'ye girecek ve ulusal düzeyde de şeffaflaşacağız." dedi.
 
"Spordan, sanatsal aktivitelerinden vazgeçmemeli"
Eğitimde fırsat adaleti üzerinden gittiklerini ifade eden Selçuk, "Aksi takdirde eğitimin istikameti bozuluyor, amacı değişiyor. Biz gerçekten insan yetiştirmek değil de sadece katı anlamda 'sınava adam hazırlamak' gibi bir yarıştırma amacına dönüyoruz. Bu da istediğimiz bir şey değil." dedi.
 
Selçuk, olimpik ve paralimpik branşlarda ulusal ve uluslararası düzeyde bazı yarışmalarda başarılı olan çocuklar bulunduğuna işaret ederek şöyle devam etti: "Her şey sadece matematik, fizik veya kimya değildir. Spor ve sanat da önemlidir. Çocuk 'Ben sınava hazırlanıyorum.' diyerek spordan, sanatsal aktivitelerinden vazgeçmemeli. Bunun için TÜBİTAK ve sporla bağlantılı kurumlar aracılığıyla derece elde eden çocuklarımızın özel öğretim kurumlarında ücretsiz okumasıyla ilgili yeni bir şey getirdik. 'Bunlara puan vererek, bu belgeleri dikkate alarak kayıt yapalım.' diye bir avantaj getirdik. Bunu Türkiye'de orta vadede daha da büyüteceğiz. Sporla, sanatla, bilimle ilgilenen herkese bir ek avantaj sağlamakla ilgili bazı hazırlık çalışmalarımız da var."
 
Voleybol Federasyonuyla voleybol okulu açtıklarını ve bunların hem akademik hem spor taraflarıyla ilgilendiklerini vurgulayan Selçuk, İstanbul'da lisanslı sporcu sayısında yüzde 200'ün üzerinde artış olduğunu söyledi. Selçuk, "Sadece bu protokolle oldu. İnanılmaz bir rağbet var. Bu aldığımız tedbirlerle voleybolun altyapısı müthiş geliyor." diye konuştu. Selçuk, kendisinin de Federasyonda uzun yıllar çalışmış biri olarak bunu çok önemsediğini bildirdi.
 
Hakemlik lisesi açılacak
Futbol Federasyonuyla hakemlik lisesi açmayı planladıklarını anlatan Selçuk, "Okuldan gelen hakemler olmalı. Nasıl olsa hakemlik ihtiyacı var. O zaman federasyonla ortak açtığımız bu okuldan gelsin bu çocuklar. 'Ben başka bir şey istemiyorum, hakem olmak benim hayalim, niye şu ya da bu tercihinde kalıyorum.' Sana özel yer var, tam da bu sorunu çözmek için." dedi.
 
Müzik, sanat, resim için de destekleri olduğunu ve orta vadede bu desteği ulusal ölçekte yaygınlaştıracaklarını belirten Selçuk, geçen yılın eylül ayından itibaren her bir çocuğun bilim, sanat ve spor alanında yaptıklarının kayıt altına alındığı bir sistemin altyapısının oluşturulduğunu söyledi. Selçuk, şunları kaydetti: "Dünyanın, Türkiye'nin neresine giderse gitsin biz çocuğun e-Portfolyosu'ndan her türlü projesini, başarısını, belgesini, olimpiyatını görüyoruz. Şimdi bunu oluşturuyoruz. Şu anda oluyor. İkinci aşamada bunların hepsini dikkate alacağız. Bir taraftan da Gençlik ve Spor Bakanlığımızla tarama yapıyoruz. Hangi çocuğun, hangi spora yeteneği var. Okul okul, sınıf sınıf 1 milyon 200 bin civarında öğrenciye bunu yaptık, yapmaya devam ediyoruz. Dolayısıyla nokta atışı sporcuyu belirliyoruz. Sonra onu nokta atışı voleybola, hokeye gönderme imkanımız var. Bunun dijital altyapısını kurmuş olmak çok önemli. Bu bilgiler ne olacak, kim dikkate alacak, bu karneye nasıl yansıyacak? Bütün bunların altyapısı bitti, hayata geçti."