BAKAN SELÇUK,

17 Şubat 2021 12:30

Millî Eğitim Bakanı Ziya Selçuk; Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk'la birlikte Türkiye Cumhuriyeti ve Avrupa Birliği'nin ortak finansmanıyla uygulamaya konulan 'Erken Çocukluk Eğitiminde Kalite ve Erişimin Artırılması Projesi'nin çevrim içi tanıtım toplantısına katıldı. 
 
UNICEF Türkiye Temsilcisi Regina De Dominicis, Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu Başkanı Nikolaus Meyer-Landrut'un da yer aldığı açılış toplantısında konuşan Bakan Ziya Selçuk, küresel salgın dönemi ya da sonrasındaki normalleşme süreci içerisindeki ihtiyaçlara yönelik küresel karşılaştırmalı analizler yaptıklarını belirterek, "Bu analizlerin okul öncesi eğitim için, erken çocukluk eğitimi için birçok faydası olacağını da düşünüyorum." dedi.
 
Bir çocuğun kimliği ve kişiliğinin inşasının temellerinin atıldığı dönemlerin gelecekte ne kadar etkili olduğunu bildiklerini ifade eden Selçuk, bu nedenle çocukların bilişsel, duygu ve motor gelişimi üzerinde son derece yoğun çalışmalar yürüttüklerini söyledi.
 
Selçuk, çocukları sadece kendisiyle bağlantılı olarak değil aynı zamanda bulunduğu ekosistemdeki aktör ve paydaşlar itibarıyla da desteklemeye çalıştıklarını ifade ederek bu bilinçle çocukluk dönemi için çok farklı projeler yürüttüklerini bildirdi.
 
Millî Eğitim Bakanlığı açısından erken çocukluk eğitimine yönelik kapsamlı ve kapsayıcı projelerin önem taşıdığını vurgulayan Selçuk, Avrupa Birliği ve Türkiye Cumhuriyeti'nin ortak finansmanıyla uygulamaya konulan Erken Çocukluk Eğitiminde Kalite ve Erişimin Artırılması Projesi'nin amacının 2023 Eğitim Vizyonu'nda ortaya konulan hedeflerle doğrudan doğruya örtüştüğüne dikkati çekti.
 
Selçuk, özellikle dezavantajlı çocuklara yönelik kapsayıcı yaklaşım dolayısıyla mutlu olduklarını dile getirerek şunları kaydetti: "Bu projenin 20 ilde uygulanacağını biliyoruz. Bu 20 il aslında Türkiye'yi de temsil anlamında gayet uygun bir çerçeve diye düşünüyoruz. Yaz anaokulu, gezici öğretmen uygulamaları, çeşitli merkezlerde oyun odalarının kurulması, oyun parklarının kurulması... Bütün bunlar bizim için proje dokümanında yer alan içerikler gibi görünse de her bir oyun parkının, her bir oyun sandığının bir çocuğun hayatını nasıl renklendireceği, değiştireceği, dönüştüreceği ve onun yüzündeki gülümsemeyi artıracağı düşünülürse aslında bu projenin kendisini de aşan çok daha büyük hayalleri ve hedefleri beraberinde taşıdığını rahatlıkla söyleyebiliriz"
 
"Proje, MEB'in diğer çalışmalarıyla ilişkilendirilerek zenginleştirilecek"
Projedeki bütün içeriklerin Bakanlığın diğer çalışmalarıyla ilişkilendirilerek daha da zenginleştirileceğine inancının tam olduğunu bildiren Selçuk, "12 okul öncesi çocuk ve öğretmen etkinlik kitabının yanı sıra 36 adet hikâye kitabının geliştirilmesi ve çocuklara yönelik içeriklerin zenginleştirilmesi bizim çok önemsediğimiz bir durum. Şu anda da zaten 'Okuyan Balık' isminde bir web sitesi açmış durumdayız. Oraya çok sayıda çocuk kitabını yerleştirip sesli kitaplar ya da dijital okuma kitapları şeklinde kaynakları sunmaya devam ediyoruz." bilgisini paylaştı.
 
Selçuk, projeyle kitap kaynaklarının çok daha gelişmiş olacağını belirterek sözlerini şöyle sürdürdü: "Erken çocukluk eğitimiyle ilgili bu projenin bir taraftan da bilimsel araştırmalara kaynaklık etmesini bekliyoruz. Yani aslında bu projeler bence bir laboratuvar ve sosyal bir ekosistem sunuyor. Bu sistemin işleri ve işlemleri yürürken aynı zamanda bilimsel çalışmaların da eş zamanlı olarak yürümesi gerekiyor. Bu suretle yapılan işin etkisi ve etkinliği çerçevesinde belki daha fazla mesafe alabiliriz. Bununla ilgili olarak konferanslar düzenlemek de istiyoruz. Bilim insanlarıyla bir araya gelip bu projenin etkisinin artırılması ve ortaya çıkan sonuçların rasyonalitesinin belirlenmesi için bu tür bilimsel çalışmaları da yapmak istiyoruz.
 
Aslında bu toplantıya katılan kurumlar, bireyler olarak erken çocukluk dönemi için hep birlikte tarihi bir hareket başlatıyoruz. Erken çocukluk eğitiminin bir üst seviyeye çıkarılması noktasında hep beraber bir projeyi, bir müjdeyi gündeme getiriyoruz. Bugün artık küresel salgın döneminin ya da sonrasındaki normalleşme süreci içerisinde ihtiyaçlarımızın değiştiğinin farkındayız ve neler yapmamız gerektiği konusunda küresel karşılaştırmalı analizler yapıyoruz. Bu analizlerin okul öncesi eğitim için, erken çocukluk eğitimi için birçok faydası olacağını da düşünüyorum."
 
Projenin hayata geçirilmesinin kolay olmadığını ve çok büyük hazırlıklar yapılması gerektiğini belirten Selçuk, katkıları dolayısıyla Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk'a teşekkür etti.
 
"Erken çocukluk döneminin üç sac ayağı üzerine inşa edilmesi gerekiyor"
Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk da "Özellikle erken çocukluk eğitim hizmetlerini sosyal adaletin tesisinde, toplumsal refahın, insani kalkınmanın artırılmasında, sosyal politikalarda atılması gereken ilk adım olarak görüyoruz." dedi.
 
Erken Çocukluk Eğitiminde Kalite ve Erişimin Artırılması Projesi'nin çevrim içi tanıtım toplantısına katılan Selçuk, eğitimin insanı hayata hazırlayan bir kılavuz olduğunu söyledi. 
 
Hükûmet olarak insana erken çocukluk döneminden itibaren yatırım yapmayı çok önemsediklerini vurgulayan Selçuk, bu noktada Avrupa Birliği'nin tahsis ettiği ve bugünkü projeye de kaynaklık eden IPA fonlarıyla istihdamın, eğitim kalitesinin ve sosyal kapsayıcılığın artırılmasına yönelik birçok çalışma yürüttüklerini dile getirdi.
 
Selçuk, 2007-2017 yıllarında birinci dönemde İnsan Kaynaklarının Geliştirilmesi Operasyonel Programı'nı hayata geçirdiklerini hatırlatarak "Şimdi de 2025 yılına kadar sürecek ve IPA 2 olarak adlandırılan ikinci dönemde de 300 milyon avroyu aşkın bir proje desteği de sağlamış olacağız. İlk dönemde projelerimizle yaklaşık 800 bin vatandaşımıza ulaşmıştık. 35 operasyon altında da 936 projeyi yönetmiştik. İnşallah ikinci dönemde de yönettiğimiz projelerle vatandaşlarımıza eğitimde istihdam ve sosyal kapsayıcılıkta yeni projelerle imkan sağlayacağımıza inanıyoruz." diye konuştu.
 
Bakan Selçuk, eğitim konusunda erken çocukluk döneminde neslin, toplumun devamı ve geleceğin güvencesi olan çocuklara yönelik uyguladıkları sosyal politikaları devlet politikası haline getirdiklerini söyledi.
 
Türkiye'de şu anda 23 milyona yakın çocuğun önüne aileleri de içine alan yeni bir vizyon ortaya koyduklarını bildiren Selçuk; tüm çocukların korunmasını, hakları ve esenliklerinin güvence altına alınmasını amaçladıklarını, bu anlamda da çocukların mümkün olduğunca aile ortamında sağlıklı bireyler olarak yetişmeleri için birçok programı hayata geçirdiklerini söyledi. 
  
Çocukların eğitimine verdikleri desteklerin her daim öncelikleri olduğuna işaret eden Selçuk, erken çocukluk eğitiminde ilk öğretmenin aile olduğunu, fakat eğitimin ilk evresinde özellikle 0-6 yaş grubunda ebeveynlerle birlikte kamu, özel sektör ve üniversiteler dahil herkesin ortak görev ve sorumlulukları bulunduğunu vurguladı. 
 
Bakan Selçuk, "Erken çocukluk döneminin üç sac ayağı üzerine inşa edilmesi gerekiyor. Bunlardan biri, anaokullarımızın altyapısının daha kaliteli hale getirilmesi; ikincisi, ana sınıflarımızda erken çocukluk eğitimi veren çalışanlarımız ve öğretmenlerimizin niteliğinin artırılması; üçüncüsü de içeriklerinin hazırlanması. Bu projede baktığımız zaman aslında bu üç sac ayağının da birbiriyle bitişik olarak, kapsayıcı şekilde Millî Eğitim Bakanlığımız tarafından kurgulandığını görmekteyiz. O anlamda da bakanlık olarak vizyonumuza da uygun bir proje." şeklinde konuştu.
 
Selçuk, 0-6 yaş grubunun,  çocuk zihninin berrak, öğrenmeye daha açık olduğu bir dönem olduğunu belirterek şöyle devam etti: "Dezavantajlı çocuklarımıza ne kadar erken eğitim verebilirsek onları sosyal adalet anlamında da daha geliştirmiş olacağız. Bakanlık olarak bugün toplumun tüm kesimlerini içine alan ve riskleri de minimize eden sosyal koruma programlarımızı aileyi de referans alarak uygulamayı önemsiyoruz. Özellikle erken çocukluk eğitim hizmetlerini sosyal adaletin tesisinde, toplumsal refahın, insani kalkınmanın artırılmasında, sosyal politikalarda atılması gereken ilk adım olarak görüyoruz. Bu amaçla sosyo-ekonomik desteğe ihtiyaç duyan ailelerin çocuklarının bakımının evde yapılmasını, okul çağında olanların ise okula devam etmesini sağlıyoruz. Koruma altındaki çocuklarımıza öncelikle aile yanında sosyal ve ekonomik destek sunmaktayız. Bugün ailesinin yanında Sosyal ve Ekonomik Destek (SED) hizmetinden yararlanan 131 bin çocuğumuz bulunmakta, 0-6 yaş grubunda ise 35 bini bulunuyor. Dolayısıyla 35 bin çocuğumuzu aile yanında SED vererek desteklemekteyiz."
 
"Şu ana kadar 1000'e aşkın içeriğe müdahale edildi"
Okul Destek Projesi'yle sosyal ve ekonomik destek hizmetinden faydalanan çocuklara okulda ve okul dışı zamanlarda yeteneklerine uygun programlar sunduklarını aktaran Selçuk, şartlı eğitim yardımlarıyla çocukların okula devam etmesi koşuluyla ailelere destekte bulunduklarını, burada kız çocukları için pozitif ayrımcılık yaptıklarını dile getirdi.
 
Bu programda da 2020'de 2,6 milyon çocuk için 730 milyar liralık ödeme gerçekleştirdiklerini aktaran Selçuk, Türkiye çapındaki Sosyal Dayanışma ve Yardımlaşma Vakıfları aracılığıyla da 81 il ve bütün ilçelerdeki dezavantajlı kesimlere yönelik sosyal yardımları sürdürdüklerini vurguladı.
 
Selçuk, Milli Eğitim Bakanlığıyla iş birliği içinde eğitim için pek çok sosyal yardım programını uyguladıklarını söyledi.
 
Çocukların her türlü ihmal ve istismardan korunarak sağlıklı gelişimini temin etmek üzere aynı zamanda sosyal medyadaki içeriklere karşı da uzman müdahale ekipleri oluşturduklarına işaret eden Selçuk, bu anlamda şu ana kadar 1000'e aşkın içeriğe müdahale edildiğini bildirdi.
 
Uygun içerikli kitapların hazırlanması konusunun da projenin içinde yer aldığını belirten Selçuk, "Uygun İçerikli Kitap Listeleri Oluşturulması Projesi'ni başlattık. Bu noktada kitapları inceleyerek listeleri web sayfamızda yayımlamaya devam ediyoruz. İnşallah, çocuk dostu uygulamaların teşvikiyle ilgili ülke genelinde seferberlik ve farkındalık oluşturacağımıza inanıyoruz." ifadelerini kullandı.