24 Şubat 2020 22:36

"Okullardan Yarınlara" programındaki konuşmasına tüm katılımcıları selamlayarak başlayan Erdoğan, Suriye'de ve Libya'da Türkiye'nin ve Türk Milleti'nin bekası için mücadele ederken şehit düşen tüm kahramanlara Allah'tan rahmet, gazilere sıhhat ve afiyet temenni etti.
Erdoğan, şehit yakınlarına da başsağlığı dileklerini ileterek, "Tarihindeki en önemli istiklal ve istikbal mücadelelerinden birini veren Türkiye, Rabbimin yardımı, milletimizin desteği ve duasıyla inşallah bu süreçten de alnının akıyla çıkacaktır. Bu toprakları nasıl bin yıldır kanlarımızla yoğurarak vatanımız yaptıysak bundan sonra da aynı inançla mücadeleye devam edeceğiz. Her birinin haberiyle yüreğimizin dağlandığı aziz şehitlerimize layık olabilmenin yolu aynı anda farklı cephelerde verdiğimiz bu kutlu mücadeleyi zaferle taçlandırmaktan geçiyor." diye konuştu.
Deprem dolayısıyla Van'da hayatını kaybeden vatandaşlara da Allah'tan rahmet, yaralılara şifa dileyen Erdoğan, can kayıplarının çoğu kerpiç olan evlerin yıkılması sebebiyle yaşandığını ifade etti. 
Erdoğan, depreme dayanıksız yapı meselesinin Türkiye'nin eski ve yaygın bir sorunu olduğunu, bu konuda başlattıkları çalışmaların çok büyük maliyet ve zaman istediğini söyledi. 
 
"Afetlere hazırlık çalışmalarımızı hızlandırmalıyız"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu konuda şu ana kadar önemli neticeler elde ettiklerini ancak daha gidecek çok yolları olduğunu da bildiklerini belirterek, "Görüldüğü gibi deprem bizi beklemiyor, afetlere hazırlık çalışmalarımızı hızlandırmalıyız. Vatandaşlarımızdan depreme dayanıksız yapıların dönüştürülmesi noktasına özellikle vurgu yaparak bize yardımcı olmalarını istiyoruz. Devlet ancak vatandaşının desteğiyle böyle bir yükün altından kalkabilir. Kentsel dönüşüm, değişim diyoruz ancak kentsel dönüşüm için kapısını çaldığımız vatandaşlarımız bize aynı şekilde cevap vermiyorlar. Burada ciddi sıkıntılar yaşıyoruz." değerlendirmesinde bulundu. 
Hükumete geldiklerinde eğitim ve öğretimi önceliklerinin en başına yerleştirdiklerini, uzun yıllar boyunca eğitim-öğretim bütçesinin devlet harcamalarının ilk sıralarında yer aldığını anlatan Erdoğan, ana sınıfından yüksek öğrenime kadar her aşamada Türkiye'nin eğitim-öğretim alt yapısını ve insan gücünü güçlendirdiklerini vurguladı. 
Erdoğan, üniversite sayısını 76'dan 207'ye, akademik personel sayısını 70 binden 170 bine, üniversite öğrencisi sayısını ise 1,6 milyondan 8 milyona yükselttiklerini, zorunlu eğitimi 4'er yıldan oluşan üç kademeli şekilde 12 yıla çıkardıklarını ifade etti.
İlk ve ortaöğretimde 343 bin olan derslik sayısını 590 bine yükselttiklerini, öğretmen sayısını atadıkları 652 bin yeni öğretmenle 946 bin yaptıklarını dile getiren Erdoğan, FATİH Projesi'yle öğretmen ve öğrencilere 1.5 milyona yakın tablet bilgisayar dağıttıklarını, 432 bin sınıfa etkileşimli tahta yerleştirdiklerini, 46 bin okula da çok fonksiyonlu yazıcı kurduklarını söyledi.
 
Cumhurbaşkanı Erdoğan, müfredatları geliştirerek, seçmeli dersleri çoğaltarak, ders kitaplarını yenileyerek çocukların çok yönlü gelişimini hedeflediklerini, ders kitaplarını ücretsiz vererek vatandaşları büyük bir yükten kurtardıklarını kaydetti.
Bugüne kadar ücretsiz dağıttıkları kitap sayısının 3 milyarı geçtiğini bildiren Erdoğan, "Maddi imkanı yetersiz ailelerimizin okula giden çocuklarına eğitim öğretim desteği veriyoruz. Pansiyonlu okul ve taşımalı eğitim yoluyla hiçbir evladımızın eğitimden mahrum kalmaması için gereken gayreti gösterdik. Ancak hem sınıf ve öğretmen başına düşen öğrenci sayısını azaltmamız hem de nüfusumuzun artması sebebiyle sürekli yeni öğrenci gelmesi sebebiyle hala eksiğimiz var." dedi.
 
"Bin üç yüz yeni okula ihtiyaç bulunuyor"
Erdoğan, Türkiye'de 18 milyonu aşkın öğrencinin sayıları 70 bini bulan eğitim kurumlarında eğitim hizmeti aldıklarını, özel eğitim kurumları ve diğer eğitim öğretim birimleriyle bu sayının 86 bine kadar çıktığını dile getiren Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Milli Eğitim Bakanlığımızın bunlara ilave olarak 21 bin dersliğe sahip bin 300 yeni okula ihtiyacı bulunuyor. Ayrıca mevcut okulların bir kısmında da depreme karşı güçlendirme çalışması yapılması gerekiyor. Bu akşam burada birlikte olduğumuz ülkemizin seçkin iş insanları ve hayırseverlerinin desteğiyle Milli Eğitim Bakanlığımızın okul ihtiyacını tamamen çözmeyi hedefliyoruz. '1 yıl sonrasını düşünüyorsanız tohum ekin, 10 yıl sonrasını düşünüyorsanız fidan dikin, 100 yıl sonrasını düşünüyorsanız insan yetiştirin.' sözüne uygun şekilde bu kampanyada ben sizlerin yerinizi alacağınıza inanıyorum."
Bağışçıların diledikleri yerdeki okulun inşasını veya güçlendirmesini üstlenebileceklerine işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Benim sizlerden ricam şu, deprem riski yüksek alanlara öncelik vermenizdir, çünkü bu bölgelerde yapılan okullar öğrencilerimiz için güvenli çatılar olmanın yanında deprem sonrasında vatandaşlarımızın sığınacakları, az önce Bakanımın da ifade ettiği gibi, barınma alanları olarak da kullanılabilecek. Gerek ağır hasarlı binaların tamamen boşaltılması gerek artçı sarsıntılar sebebiyle diğer binalara bir müddet girilememesi sebebiyle bu tarz yerlere ihtiyaç duyuluyor." ifadelerini kullandı. 
Erdoğan, Elazığ'da okullardan spor salonlarına kadar depreme dayanıklı olarak inşa edilmiş tüm kamu binalarının uzunca bir süre bu amaçla kullanıldığına işaret ederek, "Masalara bırakılmış olan kartlara yazacağınız bağışlarınız buradaki ekranlarda da gözükecek. Böylece kimin, nerede, hangi okulun veya okulların inşasını üstlendiğini tüm Türkiye buradan takip edebilecek." diye konuştu.
Ekranlardan programı takip eden vatandaşlara da çağrıda bulunan Erdoğan, bağış kampanyasının sadece programa katılanlarla sınırlı olmadığını söyledi. Erdoğan, "İmkanı olan her vatandaşımız sadaka-i cariye olarak dilediği yerde, ister derslik ister okul şeklinde katkıyla bu kampanyaya iştirak edebilir. Unutmayınız ki bağışlarınızla inşa edilecek okullarda eğitim-öğretim görecek öğrencilerin her biri sizin manevi evlatlarınız olacaktır." değerlendirmesini yaptı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yapılacak okullarda yetişen çocukların ülkesine ve milletine yaptıkları katkıların manevi hasılasından bağışçılara da pay düşeceğine dikkati çekerek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Böylesine bitip tükenmek bilmeyen bir hayır işinde yer almanın hazzı pek az örnekle karşılaştırılabilir. Fani olan bizler için bu dünyadan göçüp gittikten sonra da arkamızda hizmet vermeye devam edecek eserler bırakacak olmaktan daha büyük bir mutluluk kaynağı yoktur. Buralardan yetişecek olan yavrular, size yaptıkları dualarla inanın sizler de ebedi alemde çok daha rahat edeceksiniz. 'İnsanı yaşat ki devlet yaşasın.' sözünü kendisine rehber edinmiş bir yönetim olarak biz de bu hayır işini destekleyenlere her türlü kolaylığı gösteriyoruz. Milli Eğitim Bakanlığımıza yapılan her türlü ayni ve nakdi bağışın tamamı gelir vergisinden düşürülebiliyor. Ayrıca bağışçı desteğiyle yapılan okul ve yurtların inşaatındaki tüm giderleri KDV'den muaf tuttuk. Şimdiden hayırlarınızın Allah katında kabul ve makbul olmasını niyaz ediyorum." 
Eğitim kurumlarının bina ve donanım eksiklerini giderirken burada yetişecek öğrencilerin zihin ve gönül zenginliğini artıracak çalışmaların ihmal edilmemesi gerektiğini vurgulayan Erdoğan, "Bugün dünyada gıptayla takip edilen ülkelere baktığımızda eğitim-öğretim sistemlerinin öncelikle iyi insan, iyi vatandaş ve iyi birey yetiştirme üzerine kurulu olduğunu görüyoruz. Sevgi, saygı, ahlak merhamet ve şefkat üzerine kurulu olmayan bir eğitim-öğretim sisteminden belki donanımlı birey çıkar ama sonraki nesillere örnek olacak insan çıkmaz." ifadelerini kullandı. 
 
"Yeni bir yol haritası hazırlamamız önem arz ediyor"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, okul, derslik, araç-gereç ve öğretmen sayısı kadar öğrencilerin zihin ve gönül dünyalarını geliştirmeye önem verilmesi gerektiğine de işaret ederek, şunları kaydetti:
"Son yıllarda bu konuda medyada giderek daha sık şekilde gerçekten can acıtıcı, üzüntü verici olduğu kadar da düşündürücü haberlere, görüntülere ve fotoğraflara rastlıyoruz. Çocukluğa ve gençliğe veremeyeceğimiz derecede vehamet arz eden bu tabloyu süratle değiştirmemiz gerekiyor. Hem kamu hem toplum olarak derin bir muhasebe yapmamız, tefekkür etmemiz, eğitim öğretim konusunda yeni bir yol haritası hazırlamamız önem arz ediyor. Evlatlarımıza iyi matematik, iyi fen bilgisi, iyi edebiyat, iyi coğrafya bilmenin yanında hatta onlardan önce iyi insan olmayı öğretmeliyiz. Annesine, babasına, öğretmenlerine, arkadaşlarına ve çevresine saygılı olmayı bilmeyen bir çocuğun diplomasında ne yazdığının önemi kalmaz. Medeniyet ve tarihte değerleri ile yoğrulmamış, milletine, bayrağına, ezanına, vatanına ve devletine sıkı sıkıya bağlı olmayan her evladımız dalından kopan bir yaprak gibi savrulup gitmeye açık demektir."
Bir ülke için en büyük servetin genç ve yetişmiş insan gücü olduğunu dile getiren Erdoğan, "Böylesine muazzam bir serveti böyle hoyratça savurmaya, tehditlere açık bırakmaya hakkımız yoktur. Son 200 yılımız bu konuda çok büyük dersler çıkartabileceğimiz acı örneklerle doludur." ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, açılışı gerçekleştirilen Millet Kütüphanesi sayesinde ecdadın ortaya koyduğu büyük medeniyet birikimini hatırlatma ve hatırlama imkanı bulduklarını belirterek, şunları söyledi:
"Hamdolsun bugün itibarıyla gelen gençlerimizin sayısı 26-27 bini buldu. Dün bir bugün iki, güzel bir cazibe merkezi oldu. Eğer bugün aynı başarıyı yeniden yakalamak istiyorsak özellikle işe nereden başlamamız gerektiğini de bilmemiz lazım. Değerli kardeşlerim bu başarının da altında yatan gerçek işte bu okullarımızın sayısını çoğaltarak bir defa çift değil, özellikle tek derslik haline getirmemiz lazım. İşe nereden başlayacağız, işte işe başlayacağımız yer aileden okula kadar tüm eğitim öğretim sistemimizdir. İnşallah milletimizde ve bakanlığımızla birlikte bu meselenin de üstesinden geleceğiz. Sorunu tespit ettiğimize ve çözme kararlılığını ortaya koyduğumuza göre vakit kaybetmeden bu doğrultuda hazırlıklara başlamalıyız. Bu akşam burada toplanmamızın ana gayesi ana amacı bu. Evlatlarımızın hayatı ve değerlerimizi sosyal medyadan, televizyondan ve internetten değil, ailelerinden ve öğretmenlerinden tedris edeceği bir iklimi en kısa sürede tesis edeceğiz. Türkiye'nin kurtuluşu da geleceği de bu anlayışla atılacak adımların isabetinden ve başarısından geçiyor."
 
"Okullardan Yarınlara" eğitime destek programına ilişkin Erdoğan, "Burada inşallah bu işe gerçekten gönül koymuş vatandaşlarımı görüyorum, kardeşlerimi görüyorum. Hep birlikte şöyle bir ciddi manada bu adıma inanıyorum ki biz elimizde malayla harç koyacağız ve gerek Elazığ'a gerek Malatya'ya gerek Van'a 81 vilayetimize bu akşam buradan sevindirici sesler inşallah yükselecektir." dedi.